3 Aralık 2011 Cumartesi

Sorun Çözmenin Kuramsal Temelleri

Bununla ilgili birçok kuramcının farklı alanlarda çalışmasından dolayı, farklı açılardan kuramları bulunmaktadır. Burada Sorun çözmenin temel kuramlarına yer verilmiştir.

John Dewey’in Sorun Çözme Modeli
Problem çözme sürecinin özünü John Dewey’in çalışmaları oluşturmaktadır. Buna göre, problem çözme yönteminde öncelikle bir problemin varlığının fark edilmesi ve tanımlanması gereklidir. Ardından, bu problemin çözümüne yönelik denenceler geliştirmek ve olası çözümleri bulmak için bilgi toplanmalıdır. Son olarak da, değişik durumlarda uygulanabilirliğini test etmek için geçici bir çözüm önermek sözkonusudur. Problem çözmenin başarıyla uygulanabilmesi bu aşamaların dikkatle izlenmesine bağlıdır. Birçok araştırmacı problem çözmenin aşamalarını açıklamışlardır. Ancak, problem çözmede temel olan aşamalar araştırma – inceleme yoluyla öğretim stratejileri başlığının altında da açıklandığı gibi şu biçimde sıralanabilir.


  • Problemi farkına varma ve problemi tanımlama
  • Problemin çözümü için denenceler oluşturma
  • Veri toplama, toplanan verileri düzenleme, analiz etme ve yorumlama
  • Denenceleri test ederek sonuca ulaşma
  • Çözümü uygulama ve elde edilen sonuçlara göre önerilerde bulunma(Güven, 2008).

Thorndike’ın Sınama-Yanılma Yoluyla Sorun Çözme Modeli
Thorndike, yaptığı deneyler sonucunda, sorun çözme durumunda organizmanın yaptığı davranışlardan tatmin edici etki oluşturanların kalıcı olduğunu, hangi davranışların tatmin edici olduğunun sınama-yanılma yoluyla öğrenildiğini ortaya koymaktadır. Sınama-yanılma yoluyla sorun çözme, genelde anlamlı ilişki örüntüleri olmayan sorunların çözümünde ya da hakkında ön bilgilerin eksik olduğu sorun durumlarında elverişli bir yöntem olarak kullanılmaktadır (Aydın, 2009).
Köhler’in İçgörü Öğrenmesi Yoluyla Sorun Çözme Modeli
Köhler bir şempanze ile yaptığı deneyler sonucunda sorun çözmenin dereceli bir deneme-yanılma yoluyla değil, aniden gerçekleştiğini gözlemlemektedir. Şempanzenin, sorunu bir defa çözdükten sonra, aynı sorunu birkaç basit hareketle çözmesi başka önemli noktadır. Bu deneyin sonucu çözümün üç önemli özelliğinin var olduğunu göstermektedir: Ani oluğu, bir defa keşfedildiğinde tekrarlanabilmesi ve yeni durumlara uygulanabilirliği. Bu çalışma, karmaşık öğrenmenin iki aşama içerdiğini göstermektedir. İlk aşamada sorun çözülür, diğer aşamada ise çözüm hafızada depolanır ve ne zaman benzer bir durum ortaya çıkarsa geri çağrılır. Burada karmaşık öğrenme hafıza ve düşünceyle yakından ilişkilidir (Aydın, 2009).

Hermann’ın Yaratıcı Sorun Çözme Modeli
Hermann, beyin yapısı ve düşünme üzerine çalışmış bir uzmandır. Beyni fonksiyonel olarak dört kadrana ayırmaktadır. A ve B kadranları sağ yarım kürede, C ve D kadranları da sol yarım kürede yer almaktadır.

Her bölümün dili, değerleri ve bilme şekilleri bulunmaktadır. Hermann’a göre insanlar beyinlerinin her bölümünü farklı sıklıklarda kullanmaktadırlar. Her bireyin değişik şekilde baskın olduğu, kendine özgü düşünme modeli bulunmaktadır. Bu tercihler davranışların da farklılaşmasına neden olmaktadır. Bireyler sorun çözme sürecinde kendi baskın modellerini kullanmaktadırlar. Hermann, yaratıcı sorun çözmenin beynin tüm bölümlerinin ortak fonksiyonu olduğunu kabul etmektedir. Her bireyin genetik olarak öğrenme ve düşünme yetenek ve tercihleriyle doğduğunu, dünyaya ve çevresine bu yetenek ve tercihlerle cevap verdiğini söylemektedir. Ayrıca beyni sürekli olarak belli bir düşünme biçiminde kullanmanın o kadranların gelişmesini sağladığını da belirtmektedir (Aydın, 2009).

Kaynakça
Güven, Meral. (2008). Programda Öğretme Öğrenme Süreci. Bilal Duman. (Editör). Öğretim İlke ve Yöntemleri. İkinci Baskı. Ankara. Maya Akademi, ss. 280’deki makale.

Aydın, M. (2009). Sorun Çözme Becerisi İle Yaratıcılık Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Yayımlanmış yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder