19 Nisan 2012 Perşembe

Başkalarına Göre Yaşamak

Çok insan vardır bu şekilde yaşayan, ama kime sorarsan "Ben kendime yaşıyorum" der. Halbuki yalanın dik alasıdır. Evde yalnız yaşamasına ramen tuvaletin kapısını kapatır; çünkü öyle yetişmiştir aileden. Ne diyor anne? Tuvalete girince kapı kapatılır. Sonra çocukta anneye göre yaşamına devam eder. Her tuvalete girdiğinde "Annem ne der" deyip kapıyı kapatır. Ben burada tuvalete girince kapıyı kapatmayın, her taraf bok kosun diye birşey savunmuyorum. İnsanların başkalarına göre yaşayışlarının kanıtını gösteriyorum. "Ben anneme göre yaşamayı tercih ederim" diyorsan, siktir git ozaman blogtan.

Bir kıyafet giyersin "Komşu ne der?", bir laf söylersin "Babaannen ne der?", bir davranış gerçekleştirirsin "Baban ne der?". Eee nereye kadar gidecek bu? İnsanlar mı kendilerini yönetiyor, yoksa insanlar insanları mı? Kendileri için yaşayan insanlar da var yok değil; ama onlar için nasıl yakıştırmalar yapılır? Kendi halinde, saygısız, görgüsüz, çok bilmiş, terbiyesiz... Tamamı olumsuz kelimelerden oluşan benzetmeler. Sonsuza kadar gider. Birde kendine sürekli karışılmasından sıkılıp "Yeter be ne derlerse desinler" grubu vardır, bunlara ne denir? Eskiden böyle değildi, çok değişti, bir başka oldu, anası şımarttı iyice, falan filan. Bu lafları diyen insanlar başkalarını yönetme arzusu için yanıp tutuşanlardır. Kendini yönettirenler iyi, yönettirmeyenler (Gerçekten insan olanlar) kötüdür. Bu tip insanların çevreleride baya geniştir; çünkü dediğinden çıkmak isteyen insanlar "Kim bilir bana ne der?" korkusu yaşarlar. Geldik mi gene başkasına göre yaşamaya.
Hippileri bu konuda kutlamak lazım açıkçası. İstanbulda galatanın altında içerken gözüm takılmıştı, bi baktım adamlar yalın ayak garip müzik aletleriyle dans edip duruyorlar. Dedim ne kadar ilginç kimseyi takmıyorlar. Aslında bu kişilikte olmak lazım, kim ne derse desin kardeşim ben hoşlandığımı yaparım demek lazım, o zaman hayattan zevk alırız bence. Mesela adam bale yapmak istiyordur ama "babam ne der" deyip yapmıyordur.Şimdi nerede kaldı hayattan zevk almak?

+Yan komşu her akşam kavga ediyor ne biçim aile yahu?
-Sana ne kardeşim, senimi gerdi milletin yaptığı?
+E uyuyamıyorum!
-Git başka odada yat, senden izin mi alacaklar kavga etmek için ne pezevenklik yapıyon?
+Saygısız!
-Sensin saygısız başkasının evini mi dinliyorsun her gece?
+Eee yok yahu şey???

Ne oldu şimdi kim terbiyesiz? Sen başkasını dinle ondan sonra dinlediklerine bok at. "-" olarak yazdığım kişi normal bir insan eğer bu kişi "+" olarak yazdığım kişilikteki gibi biri olsaydı konuşma şöyle olurdu.

+Yan komşu her akşam kavga ediyor ne biçim aile yahu?
-Aaa! ne kadar terbiyesizler, neden kavga ediyorlar ki her gece?
+Ne bileyim vallaha duyamadım o kadar.
-Yazık vallaha, çokta gençler yani.

Ben herkese karışırım her yaptığına bir şeyler derim diyen insanlara dobra dobra laflar söylemek gerekiyor (1. konuşmadaki gibi). Ancak bu şekilde altından kalkılır. Evet sizin arkanızdan bi ton dedikodu dönecektir ama en azından insanlık sizde kalacak, kalın sağlıcakla.

10 Nisan 2012 Salı

Cezanın Alternatifleri

Geçmiş yazımın birinde bu konu hakkında yazacağımı söylemiştim. Şöyle başlamak en doğrusu, "ceza varda kardeşim, hiç bunun alternatifi yok mu?" işte bunu açıklamaya çalışacağım. Bu konuya başlamadan önce çocukta ceza sistemi adlı yazımı okumanızı tavsiye ederim.

Cezanın alternatifleri eğitimde beş çeşittir. Bunlar:
  • Sönme
  • Gelişimsel
  • Ortam değiştirme
  • Zıt davranış
  • Bıktırma

Sönme ile başlayalım: İstenmeyen davranışa tepki vermemektir. Amcaya "Pezevenk" diyen bir çocuğa "Aferin" demezseniz, bu çocuk davranışın dikkat çekmediğini düşünüp vazgeçmeye doğru ilerler; çünkü dikkat çekememiştir.

Gelişimsel: Aslında bu madde alternatif ile alakalı olmayıp, çocuğun gelişimsel döneminin geçmesiyle alakalı bir durumdur ve bu durumlarda tek yapmanız gereken, geçirdiği evrenin bitmesini beklemektir. Başka yapacağınız birşey yoktur. Bu evre genellikle ergenliktir. Bu dönemde geçirilen sorunları anlatmaya kalkarsak ne okumaya, nede yazmaya sabır yeter.

Ortam değiştirme: Bu alternatifi ben "Anneanne şımarıklığı" olarak nitelendiriyorum. Bu çocuklardan "Evde hiç böyle değil" diye söz edilir; ancak mevcut durum velinin yalancı çıkarılmasına yeterlidir. Sen çocuğunu evde tembihlersin şımarmak yok, koşturmak yok gebertirim diye; ama çocuk anneannesine bir gider sanki siz aksini söylemişsiniz. Bu durum tam bu madde ile alakalıdır; çünkü ortam değişti. Bırak ortam değişmesini yaptığını pekiştiren bireyler var "nasılda kırdı", "ah ne güzel döktü", "nasılda yoldu saçımı" gibi pekiştirmeler vardır, torun ya... Evi yaksa "afferin!" denir. İşte bu durumlarda ortam değiştirildiğinde rahatlanır.

Zıt davranış: Bu maddede ise istemediğimiz davranışı, istediğimiz davranış ile pekiştiriyoruz. Bu yaptığımız inatlaşma olarak görülsede aslında alakası yoktur. Mesela çocuk dede her hayır dediğinde dedeye küfür etti, sende çocuğa "Büyüklere küfür edilmez" diyorsun ve büyükler her "hayır" dediğinde küfür etmediğinde şeker ile pekiştirdiğinde istendik davranışı bu şekilde aşılıyorsun.

Bıktırma: Bu madde her durumda kullanılmaz; ama kısaca açıklarsak sürekli istenmeyen davranışı çocuğa verildiğinde, çocuktaki istenmeyen davranışı kaldırma yöntemidir. Bu yöntemde çocuk ders çalışmak yerine sürekli bilgisayar oynuyorsa, çocuğa sürekli bilgisayar oynatılıp bıktırma sağlanır. Çok çikolata yiyen çocuğa sürekli çikolata yedirmekte buna örnektir. Kalın sağlıcakla...