22 Aralık 2012 Cumartesi

Çok Gezen mi? Çok Okuyan mı?

Uzun zaman sonra tekrar merhabalar. Sevgili öğretmenlerimizin boş derslerinde zavallı çocukların mantıklarını allak bullak ettiği sorudur. Bu durumun uygulanmasının nedeni dersi boş geçirmek yerine sınıfın düşünmesini sağlayarak bir münazara ortamı yaratıp öğrencilerin hem eğlenmesini sağlamak hemde dersin boş geçmesini önlemek; ancak sorudan da anlaşılacağı gibi sınıfın ikiye ayrılması gerekmekte. Bu durumda sınıfın büyük bir kısmı çok gezeni, küçük bir kısmı ise çok okuyanı tercih eder. Hiç bir zaman "İkisi de" diyemezsin; çünkü soru "Çok okuyan mı? Çok gezen mi? yoksa ikisini de yapan mı daha çok bilir?" diye sorulduğunda herkes "ikisini de yapan" diyerek sorunun cevabını vereceği için bu etkinlik saniyeler içerisinde biter. Saniyeler içerisinde bitmemesi için ve bir ders saati sürmesi için iki taraf oluşacak şekilde soru kısaltılır.

Bu soru sorulduğunda sınıfın orantısız bir şekilde ikiye ayrılması bile büyük bir tez konusudur; çünkü çok gezen daha iyi bilir tarafı, çok gezmemesine ve okul hayatları boyunca sadece okuyarak bir şeyler öğrenmelerine rağmen bu tarafı seçerler. Tabii aralarında ailesinin durumunun iyi olduğundan dolayı çok gezen bebelerde vardır; ancak bu durumu orta halli klasik devlet okulunda ve günümüz şartlarında genelleyemeyiz. İki üç tane durumu iyi olan ya çıkar ya çıkmaz. Asıl soru bu elemanlar bir şeyleri sürekli okuyarak öğrenmelerine ve hatta ezberci bir eğitimden geçmelerine rağmen neden gezen tarafı seçtikleri?

Bu cevap aslında soruda gizli. Şöyle ki çocukların çoğu, bu soru ile tartışmaları gerektiği konuyu değil, ne yapmak istediklerinin cevaplarını vermektedirler. Onların algıladıkları soru şu "Çok gezerek mi öğrenmek istersiniz? Çok okuyarak mı?". Gerçekten soruyu tartışmaları gereken bir konu olarak anlayanlar çok okuyan tarafı seçerler. Tahmini olarak söylüyorum, çok okuyanlar tarafını seçenlerin %90'ı soruyu anlamış çok gezenler tarafını seçenlerin ise %85-90'ı soruyu anlamamış ve asıl istediği eğitim modelini seçtiğini düşünmekteyim.

Çok okuyan tarafını seçen grup ister istemez realist gruptur aslında; çünkü o grubu seçenler ailelerinin "Çok oku iyi yerlere gel ve çok para kazan" nasihatlerinden yola çıkarak o tarafı seçmişlerdir. Şöyle düşünürler "Çok okuyup iyi bir iş sahibi olmadan nasıl gezilir?" günümüz hayat koşullarında mantıklıdır da aslında... Onların düşüncelerine göre para olmadan evin önünden şehir merkezine bile gidilemez. Yani gezmek için para lazım, para için de çok okumak lazım.

Neyse konumuza dönelim. Bu iki taraf ders içerisinde tartıştıkları konunun sonucuna ulaşamazlar haliyle. Bu seferde iki grup hayat tecrübelerini paylaşırlar. Mesela çok gezen tarafta olan biri hayvanat bahçesinde zürafanın dışkısının ne kadar büyük olduğunu gördüğünü ve bunun asla kitaplarda yazmayacağını söyler. Bunun üzerine karşı gruptan biri bunun kitaplarda bulunabileceğini; ancak gereksiz bir bilgi olduğu için zor bulunabileceğini söyler ve ekler "Dışkılara çok meraklıysan lağımcı olabilirsin" der. Buradan da olay sözlü sataşmalı bir kavgaya döner.

Sonuç olarak ders biter ve öğretmen hiç bir şeyi açıklığa kavuşturmaz. Tenefüste de kavga falan çıkar boktan yere sınıfın huzuru kaçar. Neymiş efendim çok gezenmiymiş çok okuyanmıymış. En azından sınıfın öğretmeni "Arkadaşlar ikisini de yapan en iyi bilir. Mesela Japonlar ilk önce ziyaret edecekleri yer hakkında kitaplar okur sonra da orayı ziyarete giderler. Ben sizin bu konu hakkında ne düşündüğünüzü öğrenmek istedim iki gruba da teşekkür ederim" demelidir ki "Dışkılara meraklıysan lağımcı olabilirsin" diyen ben, sınıfın en güçlü çocuğu tarafından sopa yemesin. Kalın sağlıcakla...

11 yorum:

  1. çok güzelmiş

    YanıtlaSil
  2. İnsanın hayatta çok şeyi öğrenmesi lazım,bunun için de gezmeye ömrü yetmez hatta dünya nüfusuna göre herkes zengin olmadığı için tahmini olarak %70 insanlar bilgisiz kalır,çünkü gezerek öğrenmek için aynı zamanda maddiyat da önemlidir.Bilgi insana her yaşta lazımdır.Ergenlik çağına giren bir kişinin olgunlaşma sürecine girdiği için aynı zamanda da artık çoğu konuda bilgi sahibi olması gerekir.Peki ömrü yeter mi ? Parası yoksa öğrenebilir mi ? Gittiği yerler yabancı olucak uyum sağlayabilir mi ? Hepsi için okuyup öğrenmek gerekir.Aynı zamanda ergen bir şahıs bu kadar gezebilir mi? Gezerek bilmenin temeki,okuyarak bilmektir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İmkanlar ele alınmadan düşünülürse gezerek öğrenilen bilgi daha kalıcıdır ve daha etkilidir.

      Sil
  3. Bence cok ookuyan bilir

    YanıtlaSil
  4. Benim sınıfımda bir münazara vardı. Konusu ise çok okuyan ve çok gezen bilirdi. Bu yazınız sayesinde kazandık. Biz ise çok okuyan bilir takımıydık...

    YanıtlaSil
  5. bence çok gezen bilir çünkü aklında daha çok kalır. bu bilgiyi okumamıza şahsen pek bi gerği yok çünkü konuyla alakası yok çok iyi şeyler bulmam lazım yarın münazara var. google ye yazdığımla bu konu alakasız yazan kişide kusura bakmasın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. peki o gezeceğiniz yerleri ya da kalacagınız bir yeri araştırıp okumadan nasıl öğreneceksiniz

      Sil
  6. bence çok gezen bilir çünkü gezdiği yerde herhangi ilginç bir olayı unutmaz fakat bu şey çok okuyanlar için geçerli değildir çünkü insan her saniye bir şey unutur




    YanıtlaSil
  7. tabii ki gezen daha iyi bilir çünkü arkadaşlar düşünün crstof colmb şuan amerika kıtasını okuyarak bulmaya çalışsaydı kocaman kıta bomboştu ?

    YanıtlaSil