2 Eylül 2013 Pazartesi

Neden Ders Çalışmak Sevilmez?

Genel olarak ders çalışmayan bir evlat kriz ortamı yaratır. Ders çalışmayan bir evlattan ziyade, çoğu yetişkin bireyler de ders çalışmayı sevmez zaten. Bu ders çalışmayı sevmemeye kitap okumayı da ekleyebiliriz. Bence ders çalışmayı sevmeyen biri kitap okumayı da sevmez. Birazdan bunun nedenini anlatmaya çalışacağım ama ondan önce şu soruyu kendinize yöneltmenizi istiyorum: Neden ders çalışılır? veya neden ders çalışmak sıkıcı gelir? "Çünkü sıkıntılı bir şeydir." gibi cevaplar duyar gibiyim ve aslında güzel gibi görünen bir şey için kötü bir cevap veremediğimizden ne diyeceğimizi de bilemiyoruz bu soru için. Anlıyorum...

Ders çalışmak aslında çok zevki bir şeydir ve eğer ders çalışırsanız bir şeyler öğrenirsiniz, dersem "Biliyoruz herhalde!" cevabını alacağımdan eminim; ancak ülkemiz şartları altında eğitim görmüş her insan evladı bu eylem hakkında bir şey duyduğunda ürperir.

Çok uzaklara gitmeden yakın zamanlarda yapılıp sonuçlarına ulaşılmış olan üniversite sınavına gidelim. Eminim çevrenizde üniversite sınavına girmiş en az 1 kişi vardır ve eğer yakın akrabanız ise ne kadar sıkıntılı bir dönem geçirdiğini iyi bilirsiniz. Üniversite sınavına hazırlanmış bu elemanı ele alalım. Yaklaşık 8-9 aydır ders çalışıyor (Bazı psikopatlar daha önceden başlar onları boş verin). Bu ders çalışma nedeni de 2 saatlik geleceğini belirleyecek bir sınav. Yani ders çalışma eylemini sıkıntılı bir durumu atlatmak için gerçekleştiriyor. Tekrar etmekte fayda var "Sıkıntılı bir durumu atlatmak için!" yani sıkıntılı bir aşamayı geride bırakmak için ders çalışmak.

Şimdi biraz geriye gidelim. Lise dönemi. Bu dönemde de sınavlar vardır ve bu sınav dönemlerinde de sıkıntılı bir durumu  atlatmak için ders çalışma eylemi gerçekleştirilir. Gene sıkıntılı bir dönem ve gene sıkıntılı bir dönemi atlatmak için ders çalışmak.

Biraz daha geriye gidersek lise sınavlarına hazırlanmak için ders çalışmak ondan da geriye gidersek orta okulun sınavlarını geçmek için ders çalışma eyleminin yapıldığını görürüz. Yani bu da dahil olmak üzere yazdığım 3 paragraftaki ders çalışma eylemi sıkıntılı bir dönemi atlatmak için yapılan bir eylem.

İlk okula geldiğimizde de hem sınavlar (Son dönemde bu sınav dediklerimiz performans olarak değişti.) vardır hemde okumayı öğrenmek için yapılan kitap okuma seansları. İşte bu kitap okuma seansları çocuğun okumayı sökme sürecinin baş kahramanıdır ve ne yazık ki bu süreçte sıkıntılı olduğu için kitap okumakta sıkıntılı bir dönemi atlatmak için yapılan bir eyleme dönüşür. Üzülerek söylüyorum üniversiteye gelip roman bitirmemiş adam tanıyorum. Bu ayıp onun mu yoksa sistemin mi tartışmak gerekir; ancak bir problem olduğu kesin.

Şimdi kısa bir özet ile toparlayalım: İlk okulda kitap okumayı veya sınavları atlatmak için, orta okulda sınavları, orta okulun sonunda lise sınavını, lisede gene sınavlar ve lise sonunda da üniversiteye hazırlanmak için ders çalışılıyor. Yani sıkıntılı bir dönemi atlatmak için. Genelleme yaparsak: Ders çalışmak sıkıntılı bir dönemi atlatmak için yapılan bir eylemdir. Bir şey öğrenmek için yapılan bir eylem değildir. İşte bu yüzden de ders çalışmak sevilmez.

Fark ettiyseniz çocukların bütün okul hayatları sınavlara hazırlanmak üzerine ve ders çalışmak sadece ve sadece sıkıntılı bir dönemi atlatmak için yapılan bir eylem. Liseye girmek için hazırlanılan sınavın ne kadar zor olduğunu orta okul çocuğundan daha iyi bilen biri olamaz. Aynı şey üniversite sınavına hazırlanan lise öğrencisi için de geçerli. Bu kadar sıkıntılı bir dönemde rahatlamaları ve farklı bir şeyler yapmaları için koyulan müzik, resim ve beden eğitimi derslerinde ne yapıyorlar peki? Test çözüyorlar tabi ki! Çıkıp futbol oynamaları veya abuk subuk resimler yapmaları daha mı iyi test çözmekten! Onların rahatlamaya ihtiyaçları yok! Onların tek ihtiyacı test çözmek nihahahaha! Allah'ın salak velileri, ne zaman aklınız başınıza gelecek merak ediyorum. Kalın sağlıcakla... 

1 yorum: