6 Eylül 2013 Cuma

Sopalık Veliler

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz günlerde üniversite sonuçları açıklandı. Kimi öğrenci kazandı kimisi de kazanamadı. Kazanan öğrencilerin bir kısmı da ailelerinin zoru ile bir bölüme yerleştiler. Bu yazımı tercih döneminde çocuklarının istemediği bölümlere veya gitmek istemediği üniversiteler için tercih yaptırtan velilere armağan ediyorum. Üniversiteyi Kazanamadım adlı yazıma 30 Ağustos tarihinde isim vermek istemeyen bir arkadaşımız mesaj bırakmış. Mesaj aynen şöyle: Ben Manisa Maliye kazandım bu sene. İlk girişimde ailemin isteği ile tercih yaptım şimdi gitmek istemiyorum; çünkü bizim memlekete çok uzak. Tekrar sınava hazırlanmak istiyorum izin vermiyorlar. Aa! Ben sevmediğim mesleği okumak istemiyorum. Öyle bir çıkmaza girmişim ki kimseye anlatamıyorum. Bir yandan okul puanım kırıldı oda ayrı bir dert oldu bana. Ne yapsam bilmiyorum! Sadece bu değil, bunun gibi bir çok örnek olduğundan adım gibi eminim.

Nereden başlayacağımı bilemiyorum. Öncelikle şu çocukları tercih döneminde rahat bırakın. Rahat bırakın da kendi istedikleri bir bölüme gitsinler. Sizin istediğinize değil! Böylece yapmak istedikleri meslekleri yaparlar. Bunun sonucunda mutlu olurlar. Onlar mutlu olunca siz de mutlu olursunuz. Daha iyi ve kısa bir şekilde nasıl açıklayabilirim inanın ben de bilmiyorum.

Size göre ya çocuk doktor olacak ya da mühendis. Başka meslek yok ya. Hiç onun adına karar verirken, ona sordunuz mu "Sen ne istiyorsun?" diye. Ah! pardon. O daha çocuk kendi kararını kendi veremez. Başka şehirde okurken kendine nasıl bakacak peki? O zaman çocuk değil mi? Ya bırakın bu işleri. Yok eltim ne der, yok komşu ne der... Üniversite adayı ne der? Hiç onu düşünen yok!

Öncelikle şuna karar vermek lazım: İstenen bölümü veya üniversiteyi, üniversite adayı mı okuyacak yoksa siz mi? Tabi ki o! O zaman karar ona ait sana değil. Artık senin karşında takdir veya teşekkür getirecek biri yok. O artık hayata atılmadan bir önceki süreci bitirmek için tercih yapacak kişi. Eğer onun adına sen karar verirsen istemediği bir bölümü bitirmiş, işini sevmeyen ve o sevmediği işi de 60 yaşına kadar yapmak zorunda olan birinin -ki bu biri senin çocuğun- hayatına müdahale etmiş olursun. Gayet açık olduğumu düşünüyorum.

Tükenmişlik denen kavramı biliyor musunuz bilmiyorum; ama önümüzdeki 50 yıl içerisindeki tükenmiş bireyler sizin gibi tercihlere karışıp istemedikleri bölümleri yazdıran velilerin evlatları olacak. Önümüzdeki 50 yıllık sürece dahil olduğunuz için kedinizle gurur duyabilirsiniz. Ölümsüzlük bu olsa gerek!

Daha önceki yazılarımda ve mesajlara verdiğim cevaplarda tekrar tekrar belirttim ve gene tekrar ediyorum. Üniversite tercihlerinde bırakın da şu çocuklar bencil olsunlar. Başkası için değil, kendisi için tercih yapsınlar. Bu başkası dediğime anne ve babayı da ekliyorum. Hatta özellikle anne ve baba tercihlere karışmasın. Öneri verebilir "Bak oğlum/kızım böyle bir bölüm varmış önü açık diyorlar." tarzı öneriler kabul; ancak bu öneriye karşılık olarak "Hayır anne/baba ben o bölümü istemiyorum." dendiğinde bitmiştir. Noktadır artık o yani istenmemektedir yani bitti, çüşş! Umarım anlata bilmişimdir. "Bu sene gittin gittin başka şans yok!" diye hönkürerek bir yere varılmaz. Kapiş.

Bunlar haricinde bir de lisedeyken "Ben doktorluk istiyorum." diyen velilere de değinmek istemiyorum. Çünkü değinirsem "Ağzınız da pek bozukmuş" diye yorum alacağım. Üniversite adaylarını bu zorlu dönemden sonra sizinde onun canını sıkmamanız dileğiyle sağlıcakla kalın.

Önemli Not: Velilerin çocuklarına yaptığı bu zorlama hukuki olarak hürriyetten yoksun bırakmaya giriyor. TCK'nın 109. Maddesinde şu ifade yer alıyor: Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. 

1 yorum:

  1. Çok espiriktüel yazmışssınız çok güzel olmuş ya elinize sağlık:D

    YanıtlaSil