2 Ekim 2013 Çarşamba

Gelişme Var Gibi...

Geçtiğimiz yaz yaptığım interrail'in sonlarına doğru Belgrad'a dönmek üzereyken tren yolculuğumuzun birindeki durağımız, Avusturya'nın Villach şehriydi. 5 saatlik yolculuğumuzun sonunda açlık vardı ve yazın sonlarına doğru Avrupa'da yağmur görmeye başlamıştık. Pek sıkıcı olmayan havası ve hafif çiseleyen yağmur başlarda hoşumuza gitse de ıslanmaya başladığımızda sıkıntılı bir duruma dönüşmeye başladı.

Filmlerden bilinçaltıma işlenmiş olsa gerek, havanın kapalı ve yağmurlu olduğunu görünce (Tabii kentin tarihi dokusu da etkiledi) içimde yağmur damlalarının süzüldüğü bir camdan dışarı bakarak sıcak bir kahve içmek geldi. Yakınlarda McDonalds bulup kendimizi içeri attık. Hamburgerlerimizi aldıktan sonra restoranın üst katına çıktık ve merdivenleri geçip sağıma baktığımda yağmur damlalarının süzüldüğü ve hafif buğulu camın hemen önündeki masanın boş olduğunu gördüm ve o masaya yerleştik. Menümüzü bitirdik ve arkadaşım kahveleri almak için alt kata gitti. Tek derdim yağmur yağarken dışarısını kahve içerken izlemekti.

Yağmur şiddetini biraz arttırınca etrafımızdaki masalar dolmaya başlamıştı. Kahvelerimizi aldık ve bir kaç huzurlu ve mutlu kahve yudumundan sonra arkadaki bir veledin "MAMAAA!" diyerek ağlamalarını duymaya başladık. Bir kaç dakika katlandım ama olacak gibi değil. Sürekli etrafa bakınmaya başladım. Ne zaman biri çıkıp "Yeter be kardeşim bi susturun şu çocuğu! Aaa! Kafamız şişti yahu!" diyecek diye bekliyorum. Tabi bu arada çocuk ağlıyor, bir şeyler istiyor; ama ebeveynleri tarafından davranış görmezden geliniyor ve davranışın sönmesi bekleniyor yani eğitsel açıdan her şey mükemmel işliyor ama ben pencereden huzurlu huzurlu dışarıya bakıp kahvemi yudumlayamıyorum.

Belli bir zaman sonra duruma alışmak zorunda kaldım ve dışarıyı izlemek yerine içerideki olayı gözlemlemeye başladım. Çocuğun davranışları insanlardan tepki almaması beni çok şaşırttı. Her şey yolundaydı herkes için. Acaba dedim bizde bir sorun mu var? O arada masaları silmekle görevli olan biri ailenin yanına yaklaştı. Hah! dedim şimdi uyarılacaklar. Ama öyle olmadı tabi ki. Adam yanlarına geldi, çocuğu biraz sevip tahminimce "Neden bağırıyorsun sen bakayım tatlı şey?" tarzı bir şeyler dedikten sonra yanlarından ayrıldı.

Resmen sabırlarına ve saygılarına hayran kaldım. Sanırım bu olay Türkiye'de bir yerde olsaydı aile fena bir şekilde uyarılır ya aile çocuğunu döverek susturmaya çalışılır ya da yemekler hızlıca bitirilip bir dışarıda zaman geçirme girişimi de hüsranla sonuçlanırdı. Hatta aile ile çevredekiler arasında ufak bir gerginlik bile yaşanabilirdi. Hiç olmadı annesinin ne kadar kötü bir anne olduğu ile ilgili konuşmalar geçerdi.

Bugün eve dönmek üzere otobüse bindim. Şoförün arkasına 2 çocuklu bir anne bindi. Başlarda kim cam kenarına oturacak tartışması oldu. Bu problem çözüldükten bir kaç dakika sonra çocuklar sesli bir şekilde oynamaya başladılar. Aklıma Villach'daki yaşadıklarım geldi. Tabi bu sefer Türkiye'deydim ve her an birileri duruma müdahale edebilirdi. Bunları düşünürken yanımdaki bey amca "Annesi de bir sus demiyor yahu!" dedi. Neyse ki anne duymadı.

Yolculuktan sıkılan çocuklar annenin her türlü müdahalesine karşı aralarında geçen konuşmayı kesmiyor hatta arada sesin şiddeti artıyordu. Yanımda oturan bey amcadan bir tepki daha beklemeye başladım. Hatta bu tepkinin biraz daha yüksek sesle olup çevredekilerin de bu amcaya destek vermesi ve bir yolculuğun daha tartışmayla sonlanması hakkında küçük senaryoları aklımdan geçirmeye başladım.

Tahminimce eski kuşak olan bey amca (Herhalde 55-60 yaşlarında) düşündüğüm gibi annenin duyacağı şekilde bir tepki gösterdi ve "Hanım efendi çocuklarınızı susturur musunuz?" dedi. Tahminimde yanılmamıştım ancak buradan sonraki olayların seyri değişti. Önümde oturan biri arkasına dönerek "Yahu ne yapsın kadın dövsün mü çocukları? Uyarıyor işte görmüyor musun? Biraz anlayış gösterin ya! Torunun falan yok mu senin?" deyince "Hey bir dakika bu böyle olmamalıydı!" diye araya giresim geldi. Yanımdaki amca "Ne diyon sen be?" diyerek destek beklerken aldığı tepkiye şaşkınlığını gizleyemediğini gördüm. Daha sonrada arkadan başka biri araya girdi "Amcacım eğer rahatsız oluyorsan kendi arabanla gideceksin." dedi. Yemin ederim böyle tepkiler beklemiyordum.

Anlayış ve empati konusunda 80 ve üzeri kuşaklardaki bireyler daha yaşlı kuşaklara göre daha iyi olduklarını görmek beni mutlu etti. Sanırım yavaş yavaş birbirimize karşı daha anlayışlı olmaya başladık ve benim tabularım resmen yıkıldı. Umarım bu önümüzdeki günlerde daha da gelişir ve mutlu, huzurlu bir toplum oluruz. Bu küçücük örnekle ben bir şeylerin artık daha iyi olduğunu görür gibiyim. Kalın sağlıcakla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder