yaz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yaz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Haziran 2013 Pazar

Sistemdeki Ha Ben Ha Sen

Geçen sene Mayıs ayında yazdığım yazıya şöyle bir göz gezdirdim (Yazın Ne Yapsam?). Yurtdışında tatil yapacaklar için yaptığım eleştiri bu sene benim için de geçerli. Aslında yazıma hala katılıyorum. Paragrafların birinde 5 senede biriken paranın 5 günlük tatilde nasıl harcanacağı hakkında bir yer var. Yurtdışına çıkmak için 5 senede para biriktirmiş değilim; ancak yedi ayda biriktirdiğim parayı 35 gün gibi kısa bir sürede harcayacağım gayet açık. Ayrıca uçak biletiydi, tren biletiydi, pasaport zart zurt derken bir o kadar paranın yarısını da gitmek için temel oluştururken harcadım. Belki şu anda "Tüü yazık vallaha!" diyeceksiniz; ama buna nasıl karar verdiğimi anlatınca (Zaten asıl yazmak istediğim konu bu...) belki hak verirsiniz.

Hayatımın üniversite evresinin son aşamasına gelmiş bulunmaktayım ve bu son yazım (Mevsim olarak). Hayata bir adım kala gibi bir şey. Üniversiteye hazırlananlar veya üniversitede okuyanlar iyi bilirler, çevrelerindeki bir çok insan "Üniversitedeyken gez dolaş sonra bir daha bulamazsın bu günleri" diye öğüt verirler. Bende bunlara çok maruz kaldım ve bu zamana kadar hep kulak arkası ettim açıkçası. Başlarda iyi yaptığımı düşünürken bundan 6 ay önce kendimi sorgularken buldum.

Soru gayet açık ve net "Ne yaptın oğlum sen bu zamana kadar?" komik bir cevap geldi yine kendimden "Ödevler, projeler, ders, final, vize falan, bunlara çalıştım." bu sefer cevap verdi içimdeki ben "İyi halt ettin!". Sonra bi düşündüm gerçektende bir şey yapmamışım sosyalleşmek bağlamında. Aslında 2-3 kere sinemaya gitmişliğim var da onların devede kulak pisliği gibi göründüğünü düşünmekteyim.

Sonra uzaklara daldım ve aklıma lise dönemim geldi. 5 tane okul gezisine katılmışım, 1 tane dershane gezisi, her yaz arkadaşlarla en az 5 gün süren kamplara gitmişim, 2 kere kendi şehrime en yakın şehirleri gezmişim, okulda tiyatroya girmişim o da yetmemiş bir de dans grubunda dans etmişim. Peki ben üniversitede ne yapmışım? Hiç.

Başkanlığını yaptığım topluluğun kitap yardım kampanyasından başka geleceğim için baya bir seminere katıldım; ancak bunlar 1. ve 2. sınıfta olan şeyler. 3. sınıf ise tam bir fiyasko! Bunun nedeni de okuduğum bölümün 3. sınıfı ağır olması ve altta kalan derslerimi vermek için büyük çabalar sarf etmem. Buna ek olarak birde İngilizce kursu eklenince al sana harika bir üniversite-ev-kurs üçgeni o da eşittir monoton bir yıl. Kurs falan kötü oldu diyemem tabi ki; ancak sosyalleşmek diyemiyorum. Sonra bir de hiç işim gücüm yokmuş gibi Anadolu Üniversitesi'nin ikinci üniversite kapsamında İşletme okumaya çalışmam. Sanki bu yoğunluk bana yetmiyormuş gibi...

Bunların hepsini bir arada götürmek üç arabayı aynı anda ittirmeye çalışmak gibi bir durum bana göre. E tabi hal böyle olunca apışıp kaldım. Ankara'nın çevresinde bile bir sürü yer var; ama onlara bile gidemedim ya da o enerjiyi bulamadım. Onu bırak şu bloğa bile yazı yazamadım. Geçen sene 62 yazı yazmışım şu an bu yazı ile beraber 14. Geçen senekinin yarısının, yarısından bile az.

Sonra da dedim ki "Lise de bile neler yapmışım üniversitede daha fazlasını yapmam gerekirken kabuğuma çekilmişim. O zaman bir şeyler yapmam lazım!" diye düşünürken aklıma interrail ile yurtdışına gitmek geldi. Yaza kadar da epey bir vakit olduğu için hem para biriktirmeye hem de plan yapmaya başladım. Hem bu sayede İngilizcem için pratik şansımı da yaratmış oldum. Sistemin içinde kendimi harap etmek yordu biraz, bu yüzden de çok farklı ve belki de hayatımda ilk ve son olacak şeye kalkıştım. Şimdi sınavlar falan bitti ve diyorum ki, iyi ki de buna kalkışmışım. Unutulmayacak bir yaz olacağına inanıyorum.

Ey üniversiteye hazırlananlar, yeni başlamışlar veya benim gibiler, hiç olmadı sistemin içinde sıkılanlar! Biraz şundan kurtulmak lazım. Ne yapın edin bir şeyler yapın. Zamanın hızlı geçtiğini zaman geçtiğinde anlamak insana koyuyor biraz. Ben bunu şimdi anladım ve bir şeyler yapıyorum. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğim. Sistem bizi içinde çözmeden arada bir çıkıp hava almak lazım, ha sen ha ben fark etmez. Kalın sağlıcakla...

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Yazın Ne Yapsam?

Kır kıçını otur be ne yapçan? Bütün sene "aman gene Pazartesi" yok "yatağımı özledim", "gene sabah oldu" deyip durmadın mı? Otur o zaman! Ama yok olmaz di mi? Götün gezmek istiyor. Yok Akdenize mi açılsam, aman bir İzmir mi yapsam aranıp duruyorsun. Eee buldun mu bari bir yer? Doğru haklısın para bok zaten Akdeniz senin Karayipler benim dolaşırız.

Neyse şaka bir yana koca bir sene geçti ve yorulduk, hadi gezelim biraz para bol geliyor. En iyisi memlekete gitmek. Daha şehire girerken o mis havasını içimize çekmek kendimizi rahatlatacak gibi, kümeslerden çıkan ve neredeyse "sıçsam daha güzel kokacak" demene sebep olan hava hariç. Tabi memleketine kadar rahat yolculuk yapabilirsen.

Süper planlar yaparsın, memleket memleket diye için yanar tutuşur, gidersin bi otobüs şirketine alırsın biletini. Bütün bu heyecan arkandaki koltuğa oturan yaşlı amcanın osurmasıyla veya kafasını sana yaslayıp horlaya horlaya uyuyan yol arkadaşınla sona erer. Tam herşey bitecek derken, muavinin "yapacak birşey yok, çok rahatına düşkünsen kendi arabanla git, ben birşey yapamam" bakışlarıyla hayallerin suya düşer. Bir de bunun üstüne öndeki piç üzerine doğru koltuğu yatırınca "hay memleketime gitçem diyen beynime sıçayım" demeye başlarsın; ama otogarda inince herşey bitiverir. Hele seni bekleyenlere bir sarıldın mı bütün sıkıntılar geçer gider. Tabi memleketine gideceksen.

Ne demiştik para bok, beş yıldızlı otelden başka yere gitmem. Hayırlısıyla bütün sene biriktirdiğin parayı yedi günde harcayıp kalan seksen bir günlük yaz tatili boyunca "ben bu hatayı nasıl yaptım" diye düşünerek geçirmekte ayrı bir güzel olur tabi.

Aman boş ver tatili ya alırım evime bir resim yapma şeysi, stres atarım diyenlerde olacak tabi; ama bokumsu resimler çizip tanıdıklarına "nasıl olmuş" diye sorduklarında "ay çok harika olmuş şekerim" diyecekler ama içlerinden de "götüme kaş göz çizsem daha iyi be" düşünceleri cirit atacak. Boşu boşuna hobi edineyim ayaklarına yatmayın o da para israfı.

Gelelim yurt dışına gitmek isteyen deyyuslara. Yaklaşık beş senedir biriktirdiğin parayı beş günlük tatilde babalar gibi yemeye hazır mısın? Haydi hayırlısı bakalım. Geri dönünce Paris şöyleydi, Milano böyleydi diye havalarından geçilmez artık. Amacın ne birader? Neyin peşindesin? Çık bi Karadeniz turuna, neyine yetmiyor?

Şimdi diyeceksiniz "içim karardı vallaha" gitme o zaman bir yere. En iyisi herkes bavulunu toplayıp bir üst komşuya geçsin tatile, hem oranın manzarası daha iyidir. Her şey beleş, oh mis. Sıkıldın mı ini verirsin aşağıya. Yada en iyisi ev.