21 Ağustos 2013 Çarşamba

Türkiye Avrupa'dan Daha Özgür!

34 günümü Avrupa'nın farklı ülkelerinde geçirmiş biri olarak söylüyorum Türkiye Avrupa'dan daha özgür bir ülkedir. Türkiye'de yaşayanlar özgürlükler ile ilgili bir muhabbet açıldığında Avrupa'nın ne kadar özgürlükçü bir yer olduğu ile ilgili örnekler verirler. Çoğu Avrupayı görmemiş bile olsa bununla ilgili çıkarımlarda bulunur. Ya bir akrabası Avrupa'da yaşamıştır ve bir şeyler anlatmıştır ya da bir arkadaşının arkadaşı bir şeyler anlatmıştır kulaktan kulağa yayılan anılar başkalarıyla yapılan muhabbetlerde paylaşılır. Sonuçta Avrupa özgürlüklerin olduğu bir yerdir.

Size birinci ağızdan gördüklerimi anlatacağım. Öyle başkalarınınki gibi ikinci veya üçüncü ağızdan anlatılanları size aktarmayacağım. Bizzat benim gördüklerim. Mesela Avrupa'nın hangi noktasına giderseniz gidin yaya yolundan karşıya geçmek isterseniz arabalar durur ve size yol verir. Hatta tramvaylar bile yol verir. Çünkü yaya önceliği denilen kural uygulanır. Peki ya Türkiye de? Asıl Türkiye'deki özgürlüktür ve şoför size ister yol verir isterse vermez. Hatta yaya yolundan yaya geçerken korna öttürüp küfür etme özgürlüğü bile vardır. İşte size Türkiye'den mükemmel bir özgürlük örneği! Avrupa'da var mı böyle özgürlük? Tabi ki yok! Orada yayalara faşizan haklar verilmiş. Neymiş efendim, yaya üstünlüğü! Tramvayın bile yayaya yol verdiği yerden bahsediyorum efendi!! Eskişehir de tramvayın önüne atla bakalım ne oluyor? 

Trafik ile ilgili bir konuya değinmişken... Avrupa'daki sürücüler yağmurlu havalarda asfalttaki suyu yayalara sıçratmacılık oyununu oynayamıyorlar; çünkü böyle bir özgürlükleri yok. Eğer böyle bir şey yaparlarsa ceza kesiliyor. Zaten devlet yollardaki bütün çukurları kapatmış. Ne kadar acı bir şey. Ayrıca zavallı sürücüler park yeri bulamadıklarında kaldırımlara da park edemiyorlar. Yayalar kenarından geçiverseler ne olacak sanki! Ne kadar çok sürücü düşmanılar. 

Avrupa'daki otobüslere gelelim şimdi de... Her durakta, durakta yaya olsun olmasın durmak zorundalar. Türkiye de? İsterse durak tıklım tıklım olsun. Şoför eğer durakta durma özgürlüğünü kullanmak isterse seni duraktan alır. Yok eğer durmama özgürlüğünü kullanmak isterse sen durakta bir sonrakini beklemek zorundasın. Var mı bundan ötesi? İşte size halk otobüsleri şoförlerine tanınmış özgürlük örneği. Avrupa'da var mı? Yok!

Kişisel özgürlüklerde de Türkiye'nin bir adım önde olduğunu düşünüyorum. İnsanlar hangi yaşta olurlarsa olsunlar yanlarındaki eşlerini rahatlıkla öpebilirler. Kimse buna karışamaz. Aynı durum Türkiye'de yapılırsa "Efendi, efendi! Aile var aile!" diye bağırarak onların öpüşmelerini engellemeye veya rencide etmeye özgürlüğün vardır.

Bütün esnafın fiş kesme zorunluluğu var Avrupa'da. Ufacık bir sakız bile alsan fiş kesiyorlar. Vergi kaçırma özgürlükleri yok Türkiye'deki gibi. Bütün devletler çok faşistler bu konuda. Türkiye'deki esnaflar ne kadar özgürler! Fiş vermediğinde sen fiş istersen, sana küfür etme özgürlüğü bile var. Bundan iyisi Şam'da kayısı, hayret bir şey ya!

Peki ya televizyon yayınlarına ne demeli! Her program rahatça yayınlanıyor ve hiç bir hükümetin yayınlara sansür getirme özgürlüğü yok. Televizyonlar da içki reklamları boy gösteriyor. Hiç kimsenin de tek laf etmeye özgürlüğü yetmiyor. Kiliselerin etraflarında içki içilmesine ne demeli! Bu kadar özgürlüksüz bir şeyi anlatırken bile sinirlerim bozuluyor. 

Yemek sektörü de ayrı bir fiyasko. Nasıl olduğunu görmek için bir Türk dönercisine girdim. Türk Dönercisini seçme nedenim de karşılaştırma yapmak için. Döner istedik ve kısa süre içerisinde geldi. İçinde bol bol et ve soğanı domatesi falan çok az, ekmeği de kapatamıyorsun ayrıca. Adam resmen döner arası ekmek yapmış. Bu duruma karşı "Böyle şey mi olur yahu!" demeden edemiyor insan. Döner dediğin bol domatesli, bol soğanlı olur. İçinde de azıcık et. Onuda ara ki bulasın. Nerede bizim özgürlükçü ve içine istediği kadar malzeme koyan yemek sektörü. Böyle giderse Avrupa'daki bütün dönerciler ve az malzeme kullanma özgürlüğü olmayan bütün yemek sektörü batar. Al sana Türkiye'den apayrı bir özgürlük.

Avrupa'da hayvan özgürlüğü de yok! Bütün hayvanlar barınaklarda ve girdiğim pet shopların hiç birinde köpek falan satılmıyor. Tahminimce barınaklardan hayvan ediniliyor. Türkiye'deki gibi hayvanlar rahatça sokaklarda dolaşamıyor. Ne kadar acı bir tablo! Nerede hayvan hakları ve özgürlükleri! Bırakacaksın istedikleri gibi dolaşacaklar sokaklarda. İstedikleri insana saldırabilecekler Türkiye'deki gibi... Zavallı dostlarımız Avrupa'da heba ediliyor!

İşte böyle sevgili dostlar. Biz bu kadar özgürlükçü bir ülkeyken tabi ki bizi Avrupa Birliği'ne almazlar. Bizim özgürlüklerimiz onlara fazla gelir. Gözünü sevdiğimin özgür Türkiye'si! Sen mi özgürsün Avrupa mı? Kalın sağlıcakla...

2 yorum:

  1. Küçük bir anıda benden olsun. Şuan Köln'de yaşıyorum. Oğlum çok istediği için eve bir akvaryum aldık. Ama sadece Akvaryumunu aldık. İçine balık alabilmek için 15 gündür elimizde bir bardak su akvaryumcuya gidiyoruz. Akvaryumda ki suyun balık yaşaması için uygun olduğu test ediliyor ondan sonra balıkları verecekler. 15 gündür hergün suya verdikleri ilaçları kullanıyoruz bugün tekrar gittik %1 oranında olması gerekenden fark çıktığı için 3 gün daja beklemek zorundayız. Ya Türkiye'de olsaydı Akvaryumcu balık satmak için neler yapardı. Buna Özgürlük demek çok yanlış. Canlı hakları demek gerekir. Türkiye'de git ormanı yap ertesi sene otel dik. Burada sıkıyorsa bir agaca dokun. Bu mesele uzar gider ama böyle bir konuyu ele aldığınız için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ziyaret ettiğiniz için ben teşekkür ederim. Gene beklerim :)

      Sil