7 Haziran 2012 Perşembe

Batıl İnançlar

Bu konu hakkında ne zamandır yazmak istiyorum; ama neresinden tutsam elimde kalıyor, nasıl yazsam diye baya düşündüm bakalım hayırlısı. Yeni nesil bunlara inanmıyor buda bana sevindirici geliyor açıçası yani kulağını çekip tahtaya -veya dişine- vuran babaanneye içinden "Napıyo bu mal?" deyip hayretler içerisinde bakabilmekte. Medyanın bazı batıl inançları hala sürdürme çabası var, bende bunu hala bu işten ekmek yemekte olanlara bağlıyorum.

Medya deyince anlamışsınızdır, konuya burçlarla başlamak istiyorum. Her gün gazetelerde iki satırlık yazan şeyi beklemekle geçiren insanlar var, gerçekten üzücü. Arkadaşım yok öyle birşey, on binlerce kişi aynı olayı aynı günde nasıl yaşayabilir? İki kişinin doğru çıktı diye kalan binlerce kişiyi yok sayıp doğru mu kabul edeceğiz? Bunu okuyanların bir kısmı "aaa onun yükseleni farklıdır" demiştir eminim.

Burada kalkıp yükselenleri aynı olan iki insanın olma olasılığını anlatmayacağım. Bunun yerine Üstün Dökmen'in bir televizyon programında bu konu hakkında paylaştığı görüşünü sizlerle paylaşmak istiyorum. Sevgili okuyucu anneni seviyor musun? peki suyu sever misin? peki peki zaman zaman huysuz olur musun? O zaman sen erkek yengeç burcusun; çünkü bu özellikler ona ait. Mantıklı mı Allah aşkına? Annesini ve suyu kim sevmez? Veya zaman zaman kim huysuz olmaz? Ne yani şimdi herkes Erkek ve herkes Yengeç burcu mu? Neremle gülsem? Bırakın arkadaşlar bu saçma sapan inançları. Yok Venüs şöyleymiş, Jüpiter böyleymiş, o zaman bu sene paraya doyacakmışım, oldu. Venüsün dili olsaydı götüyle güldüğünü söylerdi.

İnsanların batıl inançlarının olmasını tembelliklerine bağlıyorum. Mesela bir insan zengin olmak için ne yapar? Gider bir icat yapar, popçu olur, topçu olur bir şekilde birşeyler yapıp zengin olur; ama zengin olmak için bir çaba harcaması gerekmektedir; ama batıl inançta çaba harcamak yerine yılın bilmemne vakti, bilmemne cismini toprağa gömmerek zengin olmayı dilemek daha kolaydır. Böyle birşeyde çaba harcamak gerekmez.

Batıl inançların tembellikten çıkmasının başka bir örneği: "oğlum yatarken sakız çiğnersen ölü eti çiğnemiş gibi olursun" hay Allahım, götünden uydurmanın bu kadarı olur. Burada çocuğa "oğlum bak, gece sakız çiğnerken uyuya kalırsın, sonra ağızından çıkar, saçına yapışır, kesmek zorunda kalırız çirkin olur" demek yerine ölü eti çiğnersin deyip korkutarak dediğini yaptırma amaçlı uydurulmuş birşey... Konuşmaya bile tembellik etmektir kısaca. Makasla oynarsan kavga çıkarda böyledir, "kızım makasla oynama, kolunu bacağını kesersin sonra hastaneye gideriz dikiş atılır, canın acır" demek yerine kavga çıkar deyip kestirip atmak daha kolay gelir. Yukarıda verdiğim örneklerden çıkarım yaparsak aslında batıl inanç diye bişey olmadığını, tembellikten kaynaklı durumların olduğuna varabiliriz. Çocuklarına bu şekilde davrananlar ileride "herşeyden korkan bir çocuğum var" diye şikayet eder. Korkuta korkuta onu böyle yaptım demez.

Üstün Dökmenin batıl inançlarla ilgili çok güzel bir sözü var "batıl inanca saygı duymam; ama batıl inanca inanana saygı duyarım" çok güzel bir söz bence. İnanılana saygı duymaya biliriz ancak inanan kişiye saygı duymalıyız ki o da bize saygı duysun.

1 yorum:

  1. mesela şunlara inanan insan var bak hele,
    eşikte durma çarpılırsın
    ilk defa yattığın bi evde o gece yastığın altına anahtar koy evlenceğin kişiyi rüyanda gör(palavranın dik alası)
    bilmem neyse saçını çek
    gece tırnak kesme
    ve daha bir çok zıkkımın peki
    burçlar da iyice saçmanın daniskası.mesela bi kadın 20122 için şu şu ünlüler boşanır şunlar da evlenir şu şu zamanlarda demişti.kağıdı sakladık bi arkadaşla takip ediyoruz kimsenin boşandığı evlendiği yok.anca işte burç yazarları kendilerine astrolog der gazetede köşe yazar parasını da alır tın tın

    YanıtlaSil