Öğretmen olabilmek günümüzde o kadar zor bir şey değildir. Herkes öğretmen olabilir; ama gerçekten öğretmen olabilmek için istemek gerekir. İçinizden gelmelidir yoksa olmaz. Öğretmenin işi okulda bitmez, evde de yarınki ders için hazırlanır, "Dersi en iyi şekilde nasıl anlatırım?" veya "Öğrencilerin dikkatini nasıl çekerim?" diye düşünür. Öğrencilerinin sorunlarına ortak olur, üstesinden gelmek için yardımcı olmaya çalışır. Okulda öğretmen, evde farklı bir insan olamazsınız her zaman öğretmensinizdir. Örnek olmanız gerekir. Sigara sağlığa zararlı deyip tenefüste sigara içerseniz örnek olamayacağınızı bilirsiniz. Kolay değildir öğretmen olmak. Bir paragrafa sığmaz.
Peki insanlar neden öğretmen olur? Genelde son tercihidir, çıkmaz diye yazar. Sonra üstteki tercihleri olmaz öğretmenlik olur, istemeye istemeye öğretmenlik yapmaya başlar. Bir başka tercih nedeni de çevrelerinden gelen nasihatte gizlidir "Öğretmenlik seç bak, 3 ay tatili var oh kebap" tarzı öneriler verilir. Sırf 3 ay tatili var diye öğretmenlik seçilir. Sonrası malum öylesine öğretmen olurlar, öylesine eğitim verirler ve sonuç olarak öylesine öğrenci yetiştirmiş olurlar. Bir de gerçekten öğretmen olmak için seçim yapanlar var onlara bir lafım yok zaten.
Okul hayatınıza dönerseniz mutlaka iyi öğretmen veya kötü öğretmen olarak ayırdıklarınız vardır. Öğretmenlerin ağzında bir laf vardır "Hep öğretmen kötü olur zaten" diye çoğunda öğretmenler haklıdır; ancak öğrencilerde bir öğretmenin iyi veya kötü olduğunu anlayabilirler. Derslerin boş geçmesini sağlayan, sizi serbest bırakıp hep eğlenmenizi sağlayan ve o zamanlar iyi sandığınız öğretmenleri kastetmiyorum. Dersini severek dinlediğiniz, size adınızla hitap eden, sıkıntınız olduğunda anlayan öğretmenleriniz mutlaka olmuştur. Hatta bir öğretmeniniz sayesinde hayatınızın değiştiği de olmuştur. Tabi bir öğretmeniniz sayesinde hayatınızın kötü yönde değiştiği de... Geriye doğru baktığınızda çok rahat görebilirsiniz gerçekten isteyerek öğretmenlik yapanlarla istemeyerek öğretmenlik yapanları. Giyinişinden, tavırlarından belli olur. Her sabah kalktığında "Gene okul" diyenle "Yaşasın gene okul" diyen öğretmenin derslerine girme hakkımız olsa aradaki farkın dağlar kadar olduğunu görebilirsiniz.
Öğretmenliğin ne demek olduğunu en iyi şekilde Sadık Öğretmen'in yaptıklarıyla anlatabilirim. Sadık öğretmen'in ilk tayini 1995 yılında Adıyaman'ın Kahta ilçesine bağlı Göçeri köyüne çıkıyor. Gördükleri ile tam bir hayal kırıklığı yaşıyor; çünkü Göçeri İlköğretim Okulu tütün ve gübre ambarı olarak kullanılıyor, eğitimden de eser yok. Elleriyle gübre temizlemeye başlıyor. Dertler gübre temizlemekle de bitmiyor okulda eğitim yapabilmek için hiçbir araç gereç yok. Bunun üzerine kampanya yapmaya başlıyor. Yerde sakız kağıdı bulsa üzerinde adres var mı diye bakarak her yere e-posta ve mektup gönderiyor. Kampanya başarıyla sonuçlanıyor. 3.500 öğrencilik yardım topluyor ve öğrenciler bu yardımlarla hiç para harcamadan okutulmasını sağlıyor. Bunun haricinde köye 10.000 kitaplık kütüphane açılıyor, okuma yazma oranı %9'dan %64'e yükseliyor. Bunların hepsi bir anda olmuyor tabi ki 3 yıl sürüyor. Bu 3 yıl içerisinde ailelerin kafasındaki "Eğitime gerek yok" düşüncesini tersine çevirmekle uğraşıyor. Okumaya başlayan çocuklardan fen lisesini bile kazanan çıkıyor (Sadık Öğretmenin hikayesini kısaltarak anlattım araştırırsanız daha çok bilgiye ulaşabilirsiniz). İşte öğretmenlik böyle bir şey... Sadık Öğretmen pes etmedi elinden gelen her şeyi yaptı. Şehir veya yer ayırt etmedi "Ben köyde yapamam" deyip geri dönmedi. Neden? Çünkü o gerçek bir Öğretmen.
Öğretmenlerin 15 saat çalışıp aldıkları maaşların hak edilmediği yönünde haberler çıktı. Hiç bir yorum yapmadan aynı sorunun bir benzerini anlatacağım. İngiltere'de doktorlar öğretmenlerden daha fazla çalışmasına rağmen öğretmenlerle aynı maaşı almalarından dolayı, neden öğretmenlerin doktorlarla aynı maaşı aldıkları soruluyor. Bunun üzerine yapılan araştırma sonucunda, öğretmenlerin 1 saati diğer mesleklerin 3 saati olduğu ortaya çıkıyor (Beyin aktivasyonuna göre) ve hatta Birleşik Krallık'ta öğretmenlere yüklenen iş yükünün azaltılması yönünde yasa çıkartılıyor. Yorum yok.
Öğretmen olmak için öğretmen olmayı istemek gerekir. Öylesine öğretmen olmak veya öylesine öğretmenler yetiştirilmesine katkıda bulunmak, öylesine nesiller yetiştirmemize neden olur. Kalın sağlıcakla.
Teşekkürler
YanıtlaSil